
Epdk’nın Elektrik Piyasası Üzerindeki Pozisyonu Artık Gerekli Değil Mi?
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. Maddesinde ve devamında da belirlendiği üzere EPDK tüketicilere güvenilir,kaliteli,kesintisiz ve düşük maliyetli elektrik enerjisi hizmeti verilmesini teminen gerekli düzenlemeleri yaparak,piyasa performansının izlenmesinden,fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten,piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten sorumludur.Böylelikle elektriğin yeterli,kaliteli,sürekli,düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren,mali açıdan güçlü,istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve elektrik piyasasında bağımsız bir düzenleme ve denetimin yapılması sağlanacaktır.
Ülkemizde elektrik alanında serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında EPDK tarafından oluşturulan ulusal tarife sistemi uygulanmaktadır.EPDK,tarifeler hakkında düzenlemelerini en son olarak 22 Ağustos 2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve 1 Ocak 2016 tarihinde itibaren geçerli olacak yeni “ Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nde yer vermiştir.Yeni yönetmeliğin 9.maddesinde belirtildiği üzere elektrik dağıtım şirketleri tüketiciden:
-Faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan yatırım harcamaları ile yatırım harcamalarına ilişkin makul getiri
-İşletme giderleri
-Teknik ve teknik olmayan kayıp enerji tedarik maliyetleri
-İletim tarifesi bedellerini tahsil edeceklerdir.
Bunlar faturalarda “enerji bedeli” ve “dağıtım bedeli” adı altında yer alacaktır.
Böylelikle ulusal tarife sistemi belirlendiği için ülkemizin her yerinde bu belirlenen tarife sistemi uygulanacaktır.Eski yönetmelikte “kayıp-kaçak” ifadesiyle yeni yönetmelikte ise “teknik ve teknik olmayan kayıp” ifadesi adlandırılan tanım şöyle açıklanmaktadır:Dağıtım sistemine giren enerji ile fatura tahakkukuna esas sistemden çıkan enerji arasındaki farktan hareketle hesaplanan,elektrik enerjisinin dağıtım şebekesi üzerinden nakli sırasında dağıtım tesisi unsurlarında oluşan teknik kayıplar ile diğer nedenlerden kaynaklanan teknik olmayan kayıplardır.Teknik ve teknik olmayan kayıp ifadesiyle yer alan bedel ulusal tarife sistemiyle bölgesel bazda ele alınmadan ulusal tarife sistemi uygulandığı için bütün vatandaşlarımıza yansıtılmaktadır.
Ulusal tarife sistemi yerine bölgesel tarife sistemi uygulandığını düşünecek olursak teknik ve teknik olmayan kayıp bedeli sadece bölgesel tarifeler içinde yansıtılacaktır.Bu bedelde bölgesel olarak teknik ve teknik olmayan kayıp bedelinin çok çıktığı bölgelere yansıtılarak ülkemizdeki bütün vatandaşlarımıza yansıtılmamasını sağlayacaktır.Böylelikle daha adil ve sağlıklı piyasa düzeni kurulabilecektir.Bölgesel tarife uygulaması kayıp-kaçak miktarını,yeni yönetmelikteki yeni ifadesiyle teknik ve teknik olmayan kayıp miktarını azaltacaktır.Çünkü bir bölgede kayıp-kaçak kullanımının fazla olması ulusal tarife sisteminde bütün vatandaşlara yansıtıldığı için etkisiz kaldığı söylenebilir.Halbuki bölgesel tarife sisteminde o bölgede vatandaşına yansıtılacağından daha fazla etkili olarak kayıp-kaçak miktarını azaltabilir.Fakat bu durumunda bazı siyasi karışıklıklara neden olabileceği göz önünde tutulmalıdır.Yeni yönetmelikle beraber EPDK, dağıtım tarifesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları,dağıtım bölgeleri için ortak ya da her bir dağıtım bölgesi için ayrı ayrı belirleyebilecektir.
Yukarıda ifade edildiği üzere EPDK’nın elektrik piyasası üzerinde ciddi bir şekilde etkisi bulunmaktadır.Bu etkisi özellikle serbest olmayan tüketicilerin elektrik piyasasından daha tutarlı şekilde faydalanmasını sağlamaya yöneliktir.Serbest tüketici ise kurul tarafından belirlenen elektrik enerjisi miktarından daha fazla tüketimi bulunduğu veya iletim sistemine doğrudan bağlı olduğu veya organize sanayi bölgesi tüzel kişiliğine haiz olduğu için tedarikçisine seçme hakkına sahip gerçek veya tüzel kişi olarak kanunda tanımlanmaktadır.
2002 yılında 9 milyon kWh/yl,2013 yılında 5.000 kWh/yl,2015 yılında 4.000 kWh/yl olan serbest tüketici limiti düşürülerek elektrik piyasasında serbestleşme süreci başlatılmıştır.Yani aylık olarak 130 TL ve üzerinde elektrik faturası olan kullanıcılar “serbest tüketici” olarak nitelendirilerek kendi elektrik tedarikçilerini seçerek ucuz elektrik kullanma imkanına sahip olabilir.Serbest tüketiciler her sözleşme süresi bitiminde tedarikçisinin performansını değerlendirecektir.Örneğin aldığı hizmetten memnun kalmayan serbest tüketiciler bir sonraki sözleşme döneminde bunu göz önünde tutarak daha kaliteli,daha çevreci,fiyatlandırması daha uygun tedarikçiyle anlaşmaya varabilecektir.Böylelikle zaman içerisinde kendisi için en uygun sözleşmeyi ve tedarikçiyi belirlemesi mümkün olacaktır.Serbest ve rekabetçi bir piyasada bulunan tedarikçiler ise müşterilerini kaybetme olasılıklarını düşürmek ve yeni müşteriler elde edebilmek için müşteriler için daha uygun bir fiyatlama stratejisinde,daha kaliteli hizmet sunumunda bulunacaklardır.
Serbest tüketiciler yapacakları kontratlar ile gerçek zamanlı üretim-tüketim dengesizliğinden kaynaklanan piyasadaki belirsizliklerden tesis ve ürünlerini soyutlayıp,maliyet artışlarını toptan satış şirketleri ile çalışarak en düşük düzeyde tutabilir. Tedarikçileri tarafından da anlık olarak alınacak bu veriler değerlendirilerek serbest tüketicilerin enerji maliyetleri en makul düzeye çekilebilecektir.
Serbest tüketici limiti sıfır olsa bir başka ifadeyle tüm kullanıcılar serbest tüketici vasfına sahip olarak tedarikçisini seçme hakkına sahip olduğunda da EPDK’nın elektrik piysaları üzerindeki hakimiyeti gerekli olacak mıdır?Günümüzde ülkemizde birçok perakende satış firması olduğu için,piyasa yeteri miktarda olgunlaştığı için serbest piyasa şartlarında tüketiciler istediği firmayı seçebileceği için EPDK’nın elektrik piyasası üzerinde etkisi azalacaktır.Mustafa Kemal ATATÜRK “Kesin zaruret olmadıkça piyasalara karışılmaz;bununla beraber hiçbir piyasada başıboş değildir.”sözünde de ifade edildiği üzere asıl olan serbest piyasa sisteminin yanında bulunan denetim faaliyetleridir.Elektrik zorunlu bir ihtiyaç olduğundan tedarikçi firmalar aralarında haksız rekabete girişerek ya da hakim durumlarını kötüye kullanarak,tüketicilerin zarar görebileceği durumları meydana getirebilir ancak bu durum oluştuğunda Rekabet Kurumu tarafından tüketicilerin korunmasını sağlamak amacıyla Rekabet Kurumu tarafından ilgili tedarikçiler haklarında soruşturma açılacaktır.
Sonuç olarak, serbest tüketici limiti sıfır olduğunda bir başka ifadeyle tüm kullanıcılar serbest tüketici vasfına sahip olarak tedarikçisini seçme hakkına sahip olduğunda serbest,rekabetçi piyasa içerisinde tüketiciler ile tedarikçiler arasında oluşturulacak sözleşmeler tüketicilerin elektriği yeterli,kaliteli,sürekli,düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde elde etmesini sağlayarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun elektrik piyasasında ve özellikle elektrik tarifelendirmelerinde etkisini azaltacaktır.
-6446 Elektrik Piayasası Kanunu
-http://www.bosphorusgaz.com/elektrik/serbest-tuketici
- http://www.ipragazelektrik.com.tr/serbest-tuketici
-Rekabet Kurumu/ELEKTRİK TOPTAN SATIŞ VE PERAKENDE SATIŞ SEKTÖR ARAŞTIRMASI
-Enerji Panorama Eylül 2015 sayfa 30-31
- Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği
- Enerji Panorama Ekim 2015 sayfa 37